Su Çiçeği Nedir? Su Çiçeği Nasıl Olur? Su Çiçeği Belirtileri ve Tedavileri

Herkesin küçüklüğünde geçirdiği su çiçeği hastalığı enfeksiyon kaynaklı olarak gelişen bulaşıcı bir hastalıktır. Su çiçeği hastalığı denildiğinde akıllara ilk gelen görüntü kırmızı renkten oluşan şişliklerin içi sıvı dolmuş lezyonlardır. Biz de sizler için Türkiye’de pek fazla araştırılmayan hastalık olan su çiçeği hastalığına değinerek kapsamlı bir bilgi vereceğiz. Hazırsanız başlayalım!

Su Çiçeği Hastalığı Nedir?

Su çiçeği hastalığı ya da tıbbi adıyla Varicella zoster vücudun birçok farklı bölgesinde görülen kırmızı, içi sıvı dolu ciddi derecede kaşıntı yapan bir hastalıktır. Enfeksiyona sahiplik yapan bu hastalık bulaşıcı bir hastalık olmasından kaynaklı olarak okul dönemindeki çocuklar, bebekler, yetişkinlere dek 7’den 70’e görülen bir hastalıktır.

Genel olarak ilkbahar aylarında görülen bu hastalığın 11-21 gün arasında kuluçka dönemi vardır, hafif seyirli ilerleyen bu hastalığı bebekler ve çocuklar kolay bir şekilde atlatmaz. Deride oluşan yüksek şiddetli kaşınma nedeniyle çocuklarda ve bebeklerde huzursuzluğa ve yüksek ateşe sebep olur. Yaklaşık 5-10 gün arası süren bu hastalık bireylerde ciddi bir risk taşımadığı sanılsa da aslında bir yanlışı düzeltmek isteriz.

Birey bağışıklık yetmezliği hastalığına (immün hastalığı) sahip olursa eğer ciddi sonuçlara tabi tutulabilir. Su çiçeği hastalığı, enfekte olan kişiyle temastan ve solunum yolunu doğrudan temas durumunda bulaşabilir yani enfekte olmuş kişiyle tek bir temas halinde olmanız bile bulaşıcı olmasına neden olabilir.

Bağışıklık sistemini en çok etkileyen bu hastalık az önce de söylediğimiz gibi bağışıklık yetmezliği hastalığı olan bireylerde ve yetişkinlerde şiddetli bir şekilde geçirilmesine sebep olabilir.

Ek olarak pek fazla bilinmeyen bir bilgiyi de sizlerle paylaşmadan geçmeyelim, hamile bir birey bu hastalığı geçirirse eğer yeni doğan bebekte zihinsel ya da fiziksel bozukluklara yol açabilir. Bu hastalıktan temel korunma yöntemi aşının yaptırılmasıdır.  

Su çiçeği hastalığının ne olduğunu öğrendiysek eğer sırada su çiçeği hastalığının belirtileri var. Hazırsanız eğer belirtilerine geçelim!

Su Çiçeği Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Su çiçeği hastalığının belirtilerine geçmeden önce ilk olarak su çiçeği hastalığının kızamık hastalığıyla çok karıştırıldığını söyleyelim. Kızamık hastalığında ve su çiçeği hastalığında benzer belirtiler görülse de kızamıkta daha şiddetli bir ateşin görüldüğü tespit edilmiştir.

Su çiçeği hastalığı ise genel olarak içi sıvı dolu kabarcıklar nedeniyle kaşıntılı bir hastalıktır. Ayrıca su çiçeği aşısını yaptırmayan bir bireyde zatürre, beyincik iltihabı gibi risk taşıyan komplikasyonlar görülebilir. Bu sebeple su çiçeği aşısını her ne olursa olsun yaptırmalı ve bu şekilde önleminizi almalısınız buna ek olarak bağışıklık sisteminiz de zayıfsa eğer hiç beklemeden bir koşu gidin ve aşınızı yaptırın!

Su çiçeğinin zararı tabii ki bunlardan ibaret değildir, su çiçeğinin en riskli olduğu dönemler ise: Gebelik, yeni doğan bebekler, kortizon tedavisi uygulayan bireyler ve prematüre bebeklerdir. Belirtilerine değinecek olursak eğer;

•    İştahsızlık
•    Burun akıntısı
•    Halsizlik
•    Ciltte kızarıklar ve döküntü

Bebeklerde Su Çiçeği Belirtileri

Bebeklerde çok sık bir şekilde görülen su çiçeği hastalığı, 12 aylığın altındaki bebeklerde nadir bir şekilde görülmektedir. Her anne bilir ki çocuğunuz hasta olduğunda canınızdan can gider ve bu yüzden de su çiçeği hastalığı diğer hastalıklardan daha da etken bir rol oynar. Bunun sebebi hem hastalığın insandan insana bulaşması hem de kaşıntı yapan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bebeklerin sürekli vücudunun kaşınması ve bunu ifade edememelerinden dolayı huzursuzluk durumu ortaya gelir.

Bu dönem yaklaşık olarak 7-10 gün arası sürecektir ve bu günler içinde yüksek ateşin sürekli kendini göstermesi de oldukça olağandır. Bu konuda bir birikim sahibi değilseniz eğer endişelenmenize gerek yok çünkü su çiçeği hastalığında ciddi belirtiler gösterebilir fakat yine de doktor muayenesi altında bebeğinizi gözetlemeniz gereklidir. Su çiçeği genellikle yüksek ateşle ortaya çıkar ve ardından iştahsızlıkla devam eder kuluçkanın 2. Haftasında ise ciltte kızarıklar meydana gelir.

Özellikle bulaşıcı olduğundan ötürü ebeveynlerin bu konuda çok dikkatli olması gerekir. Ciltte meydana gelen kızarıklar ve içi sıvı dolu olan lezyonlara çıplak elle dokunmamalısınız. Kuluçkadan sonra 5-7 gün içinde içi sıvı dolu olan lezyonların kabuklanması başlar ve ardından ciltten dökülür. Bu sürenin sonunda ise bulaşıcılık riski de gittikçe azalır. Bu hastalığın bebeklerde olan belirtileri ise şu şekildedir:

•    İştahsızlık
•    Kusma
•    Kaşıntı 
•    Burun akıntısı
•    Yüksek ateş

Çocuklarda Su çiçeği Belirtileri

Okul dönemindeki çocukların sık bir şekilde karşılaştığı su çiçeği enfeksiyonu çocukların okul içinde enfekte olmuş kişiyle solunum (öksürük, hapşırık, ağızdan çıkan tükürükleri) yoluyla ve aynı nesnelere temas etme durumuyla bile geçebilecek bir hastalıktır. Bu hastalığın ilkbahar aylarında yaygınlaşması sebebiyle ebeveynler su çiçeği hastalığına dair pek çok bilgi sahibi değil.

Biz de tam olarak bunun için buradayız! Su çiçeği hastalığında temel olan dört belirti vardır ve 7’den 70’e herkeste belirti gösterecek bir etkendir. Okul çağında olan çocuklar için eğer sınıfında su çiçeğine yakalanmış bir birey varsa okula gönderilmemesi gereklidir. Bunun nedeni ise her yaş bireyde görülse de daha çok bebekler ve çocukları etkilemektedir yani bu hastalık gayet viral olan bir hastalıktır.

Vücutta yayılan kaşıntılı kabarcıklar nedeniyle doğal olarak çocuğunuz vücudunu sıklıkla kaşımak isteyecek ve burada da asıl görev ebeveynlere düşüyor. Çocuğunuzun vücudunu asla kaşımasına izin vermeyin ve tırnaklarını düzenli olarak kesin. Bu hastalığın çocuklarda ciddi bir şekilde komplikasyonlarının görüldüğünü de altını çizmeden geçmeyelim. Bu hastalığın komplikasyonları ise şu şekildedir;

•    Zatürre
•    Beyin iltihabı
•    Orta kulak iltihabı

Yetişkinlerde Su Çiçeği Belirtileri

Yetişkinlerde ortaya çıkan su çiçeği yani tıbbi adıyla varicella-zoster içi su dolu olan kabarcıkların bir araya gelmesiyle, ateş, kaşıntıyla bir araya gelen bulaşıcı bir hastalıktır. İçi sıvı dolu olan kabarcıklar yetişkinler ilk olarak göğüs ve boyun kısmında görülmektedir. Bireyler bunun öncelikle bir sivilce olduğunu sanabiliyor fakat eğer bunun yanında ateş ve kaşıntı varsa su çiçeği hastalığı olduğunun altını çizelim.

Göğüs ve boyun kısmından sonra ise sırt, bacak ve kola yayılır en sonda ise yüze yayılır. Ancak yetişkinler bebek ve çocuklara nazaran bu hastalığı daha şiddetli geçirebilmektedir. Kişiden kişiye değişkenlik gösteren bu enfeksiyon hastalığında sık sık baş ağrısı, halsizlik gibi durumlar meydana gelecektir.

Bu yüzden bol bol dinlenmeli ve sıvı tüketiminizi arttırmanız gereklidir. Virüs kendini entegre ettiği vücuttan 5-7 gün arasında kabuk bağlayıp vücuttan döküntü halinde atılmaktadır. Bu sebeple aşınızı bebeklikten itibaren yaptığınıza emin olmalısınız. 

Bebeklerde Su Çiçeği Tedavisi

Bebeklerde ve çocuklarda daha sık görülen su çiçeği enfeksiyonunun bilinen bir tedavi seçeneği yoktur. Bu yüzden evde sağlıksal yöntemlerle beraber bebeğinizin bakımınıza dikkat etmelisiniz. Bebekler ilaç kullanamayacağından dolayı doktor muayenesi altında gözetim yapılmalıdır.

Buradaki büyük bir görev de ebeveynlerine düşüyor. Bebeğiniz hapşırdığında ya da öksürdüğünüzde kendinizi koruma altına almalı ve kırmızı içi sıvı dolu kabarcıklara karşı temasını kesmeli ve kabarcıkları soymamasını önlemeniz de gereklidir. Su çiçeği enfeksiyonu döneminde giydiği kıyafetleri düzenli olarak yıkamalı, havlu ve diş fırçası gibi kullandığı hijyen malzemelerini yalnızca bir defa kullanmalıdır.

Ekstra olarak bebeğinizin sıvı tüketimini arttırmalısınız çünkü aslında temel olan tedavi yöntemlerinden birisi de budur: sıvı tüketimi. Bebeklerinizin aşırı kaşınmasına karşı ve evde onu koruma altına alabilmek için yapacağınız şeyler şu şekildedir:

•    Hijyen malzemelerinizi sadece bir defalığına mahsus olarak kullanın.
•    Kaşınmasına karşı doktor gözetimi altında antihistaminikler kullanın.
•    Rahat kıyafetler giydirerek çocuğunuzun rahat etmesini sağlayın.
•    Kaşınma durumu şiddetli yaşanacağı için yumuşak yastık, battaniye kullanın.

Çocuklarda Su Çiçeği Tedavisi

Çocuklarda yaşanan su çiçeği enfeksiyonunun son yıllara oranla daha da arttığını biliyor muydunuz? Bunun sebebi hijyenik olan ortamlarda bulunmaması, okul dönemindeki çocuklarda enfekte olmuş bireyle kısıtlı ortamda bulunması sebebiyle eğer belirtiler de başladıysa su çiçeği enfeksiyonu olduğuna emin olabilirsiniz.

Zorlu geçen bu dönemde çocuğunuza karşı ilgili olmanız ve gerekli kremleri ve ilaçları gereken zamanlarda kullanmanız gerekli. Çocuklar arasında viral olan bu hastalık nedeniyle belirtileri hafifleterek daha da yayılmasını engelleyebilirsiniz.

Bu süreçte çocuğunuzu okula göndermemeli ve ilgili doktorlara başvurabilirsiniz. Bunun dışında evde yapabileceğiniz çözümler de şu şekildedir.

•    Aloe Vera: Aloe Vera yapraklarının içerisindeki jeli düzenli olarak bir kabın içerisine alınıp yaklaşık olarak 5 gün boyunca buzdolabında muhafaza ettikten sonra çocuğunuzun tenine eldivenle uygulayabilirsiniz.

•    C vitaminli besinler: C vitaminli besinlerin su çiçeği enfeksiyonuna iyi geldiğini bilinmektedir. Balık, tavuk suyu çorbası, kemik suyu çorbası yaparak çocuğunuza içirebilirsiniz.

•    Ateş Düşürücü: Doktor tavsiyesiyle alacağınız reçeteleri temin ederek çocuğunuzdaki yüksek ateşi indirebilirsiniz.

•    Antihistaminik ilaçlar: Bu ilaçlar sayesinde çocuğunuzun aşırı kaşıntı durumunu az da olsa engelleyebilir ve bir nebze rahat hissetmesini sağlayabilirsiniz.

Yetişkinlerde Su Çiçeği Tedavisi

Yetişkinlerde su çiçeği hastalığı nadir görülmektedir. Su çiçeği enfeksiyonu kapan bir birey kalabalık iş ortamlarından ve sosyal hayatından kaynaklı olarak solunum ve enfekte olmuş kişiyle temas nedeniyle bu hastalığı kapabilir. Su çiçeği hastalığı nadir görülse de ciddi boyutlara ulaşabilir.

Su çiçeğine yakalanan yetişkinlerden çoğu bu durumu normal bir şekilde atlatabilmektedir fakat bağışıklık sistemi baskılanmış olan kişilerde komplikasyon nedeniyle bu durum tehlikeli ve ciddi bir boyuta ulaşabilir. Kanamaya sebebiyet veren kanın pıhtılaşmasına yol açmaktadır. Su çiçeğinin beyine sıçrama gibi bir ihtimali olduğunu biliyor muydunuz?

Beyine sıçradığı takdirde beyin iltihabına neden olabilir ve bu da az önce dediğimiz gibi ciddi bir risk taşıyabilir.

Hamile olan bir kadın, hamilelik sırasında eğer su çiçeğine yakalanırsa doğacak olan çocuğunda doğumsal bozukluklar olabilir. Bu yüzden bir doktora mutlaka danışmalısınız.

Doktorun verdiği ilaçları temin ederek hastalığınızın rahat bir şekilde geçmesini sağlayabilir ve bu dönemde ağrı kesici kullanmanız önerilmez. Ama sizler için evde yapabileceğiniz birkaç tedavi yöntemini derledik!

•    Karbonat Banyosu: İlk evde tedavi yöntemimiz ise karbonat banyosu. Karbonat banyosunu ilk kez duymuş olabilirsiniz, bu yüzden sizler için karbonat banyosunun nasıl yapılacağını açıklayacağız.

Karbonat banyosu yapabilmek için öncelikle küvetinizi sıcak su ile doldurup hemen ardından içerisine 2 su bardağı karbonatı sıcak su ile doldurduğunuz küvetin içine döküp karbonat eriyene kadar bekleyin. 9-14 arasında karbonatın su içerisinde çözülmesi için beklemelisiniz.

Daha sonra karbonatlı suda duşunuzu alıp ardından duru su ile durulanın. Fakat burada önemli bir nokta vardır ki bu karbonat banyosu tedavi yöntemini her gün yapmalısınız.

•    Sirke Banyosu: Sirke banyosu yapabilmek için küvetinizi sirke ile doldurmanıza gerek yoktur! Bu yanlış bir bilgidir. Duşunuzu aldıktan sonra yanınıza aldığınız üzüm sirkesi ile kaşıntı olan bölgelerinize üzüm sirkesini dökerek 15 dakika kadar bekleyip tekrar duru su ile durulanıp duştan çıkabilirsiniz. Sirke banyosunu bilinenin aksine her gün yapmanıza gerek yoktur.

•    Ekstra olarak yukarıda bahsettiğimiz aloe veralı tedavi yöntemini de uygulayabilirsiniz!

Bu içeriğimizde sizlere ilovebursa.com tarafından hazırlanan ‘’Su çiçeği Belirtileri ve Tedavileri’’ derledik. Keyifli araştırmalar ve okumalar dileriz!!!

*Yukarıdaki bilgiler herkese açık kaynaklardan toplanarak derlenmiştir. Her hangi bir tanı şüpheleriniz ya da tedavi gereksinimlerinizde alerjen, yan etki vb. ciddi ihtimalleride göz önünde bulundurunuz ve doktorunuza danışmadan uygulama yapmayız.